12.10.2008

Dedemle tahinli piyaz ve balık buğulama...

Kurufasulyeler önceden ıslatılır, haşlanır, hazır hale getirilir. Bu safhalarında dedemin farkettirmeden yaptığı bir püf noktası var mı bilemeyeceğim. Bu aşamalarda ben yoktum, olsaydım eminim hersaniye dibinden ayrılmaz izlerdim. Çünkü anlatmıyor. Çünkü göz kararı benim elim diyor. :) Ama bu sefer çıraklıktan kalfalığa terfi ettim. Eşim Tolga Bey ise benim çırağım olarak atandı ve karnıyarık yapma esnasında "sen de fırını aç" şeklinde bir cümleyle dedemden ilk öğretisini aldı :) Karnıyarıklar inanılmaz güzel oldu fakat tarifini yazamayacağım çünkü ben gittiğimde içi çoktan hazırdı. Sadece kızartmasına ve için doldurmasına yardım edebildim. Gelelim piyaza hem de tahinlisi...
Bir kaba tahini koydu göz kararı ve içine bol limonsuyu koydu karıştırdı epey. O esnada diğer yeni çırağımız sarımsakları hazırladı. Dersi ben alıyordum
- "bunu iyice karıştırıp beklemek lazım tatları iyice karışsın diye, ama şimdi beklemeyeceğiz" dedi.
Niye beklemeyeceğiz :) Çünkü çok acıktık! :) İçine bolcana sirke ilave etti, iyice kıvamına geldikten sonra sosu kurufasulyeye döktü karıştırdı ve üstüne önceden hazırladığı küp domatesleri, soğanları maydanoz ve haşlanmış yumurtalar.
İyiki geldin dede, ilk gün fasulye pilav karnıyarık, ikinci gün piyaz mantı spagetti... Menüler süper. O arada birde senden balık buğulama tarifi de kaptım. Artık kalfanım ya her ayrıntıyı anlatıp birşey unutsan bile yarım saat sonra -"heee bir de tane karabiberi vardı" demeyi ihmal etmiyorsun :D
-"Balık buğulama da tepsiye önce halka soğanlar diz , sonra halka patatesler, daha sonra balıklar... Bol etli olanından mümkünse kırlangıç. Araya birkaç defne yaprağı. Halka limonlar en üstede koy aralara da, güzel olur. Domatesleri de ister üsteistersen yanlara onu sen belirlicen. Sivribiberler... En üste de kişniş, seviyorsan ama dene seversin, bilmiyorum ben seviyorum. Koy da dene... Zeytinyağı veya tereyağ. Ama tereyağ güzel olur. Bi de karabiberler 5-10 tane... Tane karabiberler daha güzel lezzetini verir yavaş yavaş. Üstünü de kapa folyoyla bişeyle kapak da olur, ama kapa. Tepsi her tepsi olur nolucak işte bizimkilere bak..."
O arada elini sallıyor tabi, yeni çırağımız kahve yapıyor.
-"30 dakka en fazla 40 dakka pişir işte fırında. Balık dediğin zaten ya kızartma olur, ya azgara, ya pilaki ya buğulama. Bunu öğrendinmi hepsini yaparsın."
Nası kesceğimi sordum ve çok basit bir cevap tekrardan geldi:
-"Kestirirsin balıkçıya nolacak, kilo vermek lazım nası vericez asıl mesele bu"
:D Dedecim sende bu beceri varken ve bu ağız tadı zor verirsin ve de bize de zor verdirirsin kiloları :D Olsun azımız tatlansın, herşeye şeker atmak lazım ki tadımız olsun :D diye sen öğretmiştin ama ne balıkta ne piyazda şekeri görmedim, acaba çaktırmadan attın da haberimiz mi olmadı :)
Öpüyorum şeker dedemi. Aklıma gelmişken ananem de çok şekerdir, annemin annesi ananem, hmmm olmadı, Oya annemin annesi dersem daha iyi anlaşılacak :) Onun da mantısı ve zeytinyağlı yaprak sarması çok güzeldir. Ama ondan önce bizim bey malum dedemin eline alışkın, o açıdan zeytinyağlı dolma tarifine öncelik vericez... Yalova da almıştım tarifin, bir başka gece de dolma ve yeşil salata ile devam ederim.
İyi geceler...

6.10.2008

Örnek bir eğitim ve kurs:

www.adf.org.tr sitesinden alınmıştır:

Eğitim ve Kurslar
AMATÖR DENİZCİLİK KURSLARINA KATILMAK İSTEYENLERİN DİKKATİNE
EKİM 2008 AYI KURS TARİHLERİ
HAFTA ARASI GECE KURSU (18:30-21:00) 06-21 EKİM 2008, 12 GÜN (30 SAAT) KURAMSAL, 25-26 EKİM 2008, 2 GÜN (10 SAAT) UYGULAMALI EĞİTİM.(650 YTL)
NAVİGASYON(SEYİR) VE DENİZDE ÇATIŞMAYI ÖNLEME KURALLARI KURSU (18:30-21:00) 08-14 EKİM 2008, 4 GÜN (10 SAAT) KURAMSAL, 1 GÜN (5 SAAT) UYGULAMALI EĞİTİM.(300 YTL)
VHF TELSİZ TELEFON KULLANMA VE KISA MESAFE TELSİZ SINAVINA HAZIRLIK KURSU (18:30-21:00) 27-30 EKİM 2008, 4 GÜN (10 SAAT) KURAMSAL EĞİTİM (200 YTL)
KAYIT İÇİN GEREKLİ BELGELER
4 Ad. Fotograf
Nüfus Cüzdanı fotokopisi
Diploma fotokopisi
Kurs ücretinin yatırıldığına dair banka dekontu

- Kurs ücretinin Akbank Yeşilköy şubesi(250) 63840 nolu hesaba yatırılması gerekmektedir.(Havale ücreti alınmamaktadır)
- Adaylar, kurs ücretlerini yatırmaları halinde, e-mail veya telefonla bilgi vererek ilan edilmiş tarihlerindeki kurslara başvuru
formu doldurmadan kaydolabilirler. (İstenen diğer belgeler, kurs başlangıç tarihinde getirilebilir.)
- Kurslara katılmak için 15 yaşından gün almış olmak gerekmektedir.

AÇIKLAMALAR:
Kurslarımız MEB mevzuatına uygun, T.C. İstanbul Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğü’nün12.05.2008 tarih ve B.08.MEB.4.34.00.27-420/469 sayılı izniyle açılmaktadır.
Kurslarda Amatör Denizci Elkitabı içinde yer alan bölümler kuramsal ve uygulamalı olarak işlenmektedir.
Kurs yeri İstanbul, Ataköy Marina'dır.
Uygulamalı kurslar hafta sonlarında tam gündür.
Tam dönem kurs ücreti kişi başına 650 YTL’dir.
ADB sınavına girmek için kursa katılmış olmak zorunlu değildir. Kursa katılmak kişinin isteğine bağlıdır.
Kurs sonunda verilecek "Kurs Bitirme Belgesi" herhangi bir tekneyi kullanmak veya herhangi bir teknede çalışmak için gerekli bir “Yeterlik Belgesi” değildir.
Kurslara katılmak isteyen adaylar, yukarıda ilan edilmiş kurs saat ve tarihlerinin kendilerine uygun olmaması halinde, aşağıdaki başvuru formunu doldurarak, uygun saat ve tarihleri bildirebilirler. Katılmak istedikleri progrmalar açılmadan bir hafta önce kendilerine bilgi verilecektir.(Başvuru formunu bilgisayarınıza kaydettikten sonra boş kutuları doldurup e-mail ekinde
adf@adf.org.tr adresine gönderiniz)
Başkaca açıklamalarınızı ve olası sorularınızı lütfen
adf@adf.org.tr adresine yazınız

Sık Sorulan Sorular


  • Çevrimiçi sınav nerede ve nasıl yapılmaktadır?
    Çevrimiçi sınav birçok sınav yerinde yapılmaktadır. ADF web sitesini takip ediniz. Sınav başvurusu onaylanan adaylar sınav yerine ait randevu takvimindeki günlerde sınav saatini kendileri seçerler ve sınava bilgisayar ortamında girerler. ADB sınavına giren her adaya internet aracılığıyla en az 50, KMT sınavına giren adaya en az 25 soru yöneltilir ve bunları 60 ve 30 dakikada cevaplamaları istenir. Her iki sınavda da başarı notu 100 üzerinden 60 puandır.

  • Denizcilik konusunda bilgi ve deneyimimi arttırmak istiyorum, ne yapabilirim?
    ADF üyesi bir kulüple ilişki kurunuz. Size uyacak bir programları kesinlikle vardır.

  • ADF web sitesinde yayımlanan ADB ve KMT sınavlarına ait soru örneklerinin doğru cevaplarını nereden bulabilirim?
    ADF sitesinde sadece bazı soru örnekleri yayımlanmaktadır. Gerek örneklerin gerekse sınavda sorulan benzer soruların cevapları ADB için ADF yayını “Amatör Denizci Elkitabı (ADEK)”, SHOD yayınları “Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü (UDÇÖT)”, “Semboller ve Kısaltmalar” ile “Şamandıralama Sistemleri” içindeki bilgilerden oluşur. Bu bilgiler soruların cevabı olarak ayrıca yayımlanmazlar. KMT sorularını cevaplayabilmek için ADF web sitesinde yer alan “KMT Sınavı Çalışma Notları”ndaki bilgiler yeterlidir.

  • ÖTB’si olan teknelerde hangi emniyet teçhizatı bulunmalıdır?
    ÖTB’si olan teknelerde bulundurulacak emniyet teçhizatı ÖTB’nin arka sayfasında yer alan listeden öğrenilebilir. Aynı liste, ADF web sitesinde yayımlanmakta olan ve 25 Nisan 2008 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan “Özel Teknelerin Kaydı, Belgelendirilmesi Ve Teçhizat Donatımına İlişkin Tebliğ” EK–4 içinde yer almaktadır.

  • Yelken kullanmayı nereden öğrenebilirim?
    Yelken kullanmayı TYF’ye (Türkiye Yelken Federasyonu) federe en yakınınızdaki Yelken ve/veya Yat Kulübünden, ADF üyesi kulüplerden öğrenebilirsiniz.

  • Motorlu tekne kullanmayı nasıl ve nereden öğrenebilirim?
    Motorlu tekne kullanmayı TYF’ye (Türkiye Yelken Federasyonu) federe en yakınınızdaki Yelken ve/veya Yat Kulübünden, ADF üyesi kulüplerden öğrenebilirisiniz.

  • Patente nedir, hangi tip teknelerde kullanılır?
    Patente, deniz ticaretinde izin belgesi anlamında kullanılan bir kelimedir. Bir ülke limanlarına başka ülke limanlarından gelen bütün gemilerde (yatlar ve özel tekneler dâhil) bulaşıcı hastalık veya ölüm vakası olup olmadığını araştıran doktor tarafından denetlemenin yapıldığı limana yolcu veya yük boşaltmak için verilen izin veya belge için kullanılır.

  • Yurt dışına çıkarken tekneme patente almam gerekir mi? Gerekmez ama önerilir. Bazen gidilen ülkede liman otoriteleri gelinen ülkeden çıkışta patente alınıp alınmadığını (sağlık kontrolü yapılıp yapılmadığını) araştırmaktadırlar. Bu nedenle, özellikle çıkış ülkesinde kimi salgın hastalık yaşanmışsa (örneğin kuş gribi) patente almak önerilmektedir.

  • Ülkemin karasularında gezerken tekneme patente almam gerekir mi?

  • Tekne bir “özel tekne” veya “özel yat” ise gerekmez. Tekne bir ticaret gemisi veya ticari kayıtlı tekne veya yat ise gerekir. Bu ayırım teknenin kabotaj hakkında sahip olup olmadığıyla ilgilidir. Kabotaj hakkı bir ülkenin karasuları içinde ticari amaçla seyretmek (limanlar arasında yolcu ve yük taşımak) hakkını ifade eder. Özel tekne ve yatların böyle bir hakları olmadığı için patente almalarına gerek yoktur. Geçmiş yıllarda özel yatlardan da patente (yıllık düzenlenen Gemi Sağlık Cüzdanı) aranırdı. Ancak 2006 yılının başlarından itibaren sorun çözüldü ve özel tekneler olması gerektiği şekilde bu uygulama dışına çıkarıldılar.

  • Patente (sağlık işlemi) yaptırmadan limandan çıkmak ceza ödenmesini gerektirir mi?
    Özel tekne ve yatların Türk karasularında seyretmeleri serbesttir, limandan ayrılırken patente almalarına veya bir başka sağlık işlemi yaptırmalarına gerek yoktur. Ticaret gemileri (ticari tekne ve yatlar dâhil) limanlar arası seferlerinde patente (sağlık kontrolü) yaptırmak zorundadırlar. Yaptırmamak ceza ödenmesini gerektirir.

  • Yurt dışından gelişte patente almam gerekir mi?

  • Yabancı bir limandan bir Türk limanına gelerek ülkemize giren her gemi (hangi bayrağı taşırsa taşısın, ticaret gemisi, ticari tekne, ticari yat, özel tekne, özel yat olsun veya olmasın) sağlık kontrolü yaptırmakla yükümlüdür. Ticaret gemilerine yapılan bu kontrol giriş limanından diğer bir limanımıza yapacağı seyahat için geçerlidir. Özel teknelerde ise girişte yapılan kontrolden sonra başka limanlarımızda sağlık işlemi yapılmaz.

  • Ülkemizde deniz araçları için sağlık kontrolünü hangi makam yapar, nerededir?
    Ülkemiz limanlarında sağlık kontrolü, Sağlık Bakanlığına bağlı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’nün Sağlık Merkezleri tarafından yapılır. Genel Müdürlük İstanbul’dadır. Sağlık merkezleri için halk ağzında kimi zaman karantina bürosu, patente ofisi gibi yakıştırma adlar da kullanılır.

  • Kendimce gezmek ve spor yapmak için bir tekne alsam, vergi vermem gerekir mi? Gerekirse hangi vergileri hangi oranda öderim?

  • Kendinize gezmek ve spor yapmak amacıyla bir tekne alırsanız ödeyeceğiniz vergiler teknenin yeni olup olmadığına, tekneyi bir kişiden mi yoksa bir firmadan mı aldığınıza bağlıdır, şöyle ki;
    i. Tekneyi yeni olarak satın alıyorsanız önce teknenin kıymeti üzerinden %18 KDV ödersiniz. Denize çıkmayıp teknenizi örneğin bahçenizde muhafaza etmek isterseniz ödediğiniz KDV ile kalır, sabahtan akşama ve/veya akşamdan sabaha kadar onu seyredebilirsiniz.
    ii. Teknenizi yüzdürmek ve denize açılmak istediğinizde bir Liman Başkanlığına kaydettirmeniz ve ÖTB (Özel Tekne Belgesi) almanız gerekir. ÖTB almak için Liman Başkanlığı bu defa sizden ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) yatırmanızı isteyecektir. ÖTV tekne kıymetinin %8’i oranındadır. KDV hesaplanmasında teknenizin kıymeti alış bedeli + ÖTV olarak esas alınacağından (yasalar böyle demektedir), bu ayrıca %1,44 oranında ek KDV demektir. Sonuçta yeni bir tekne alırken ödeyeceğiniz toplam vergi, tekne kıymetinin %27,44’ü oranında tahakkuk edecektir. Liman başkanlığı teknenizin kaydını yapmadan önce sizden ayrıca Motorlu Taşıtlar Vergi Dairesi’ne gidip MTV (Motorlu Taşıtlar Vergisi) mükellefiyetinizi kurdurmanızı ve verginin ilk taksitini ödemenizi de isteyecektir. MTV tekneye sahip olduğunuz ve kullandığınız sürece ödeyeceğiniz bir yıllık vergidir.
    iii. Kullanılmış ve bir gerçek kişi adına kayıtlı bir tekne alacaksanız, ÖTV ve KDV ödemezsiniz, çünkü ÖTV ilk alımda (yeni tekne) ödenen bir vergidir, kişisel malların satışı ise KDV’ye tabi değildir. Teknenin ÖTB’si varsa yapacağınız satış sözleşmesini notere onaylatır ve Liman Başkanlığına gidip teknenizi üzerinize kaydettirebilirsiniz.
    iv. Alacağınız kullanılmış tekne bir firmaya ait ise, ÖTV ödemezsiniz ama %18 oranında KDV ödersiniz.
    v. Yukarıda söz konusu edilen MTV teknenizde bir motor varsa ödeyeceğiniz vergidir. Motorsuz bir tekne için, (örneğin kürekli sandal veya yelkenli tekne) MTV ödenmez. MTV motorunuzun BG üzerinden ve yaşına bakılarak tahakkuk ettirilir. Tekne eskidikçe ödeyeceğiniz vergi azalır. Bu vergi her yıl için, geçmiş yılın fiyat artışları ortalaması (ÜFE endeksi) esas alınarak Maliye Bakanlığı tarafından yeniden saptanır; 2008 yılı için ÜFE endeksi %7,2 olarak saptanmıştır. Otomobiliniz için de MTV ödersiniz ama teknelerde olduğu gibi BG yerine motor hacmi esas alınır.
    “Özel tekne”m için 2008 yılında ne kadar Motorlu Taşıtlar Vergisi ödeyeceğim?
    Teknenizin yaş ve BG grubunda gözüken rakamı motorunuzun BG ile çarpınız, çıkan rakam ödeyeceğiniz vergidir; örneğin Tekneniz 5 yaşında, motor BG gücü de 80 olsun, ödeyeceğiniz vergi (80 x 28,20 =) 2.256,00 TL olacaktır.

    Amatör Denizcilerin sahip oldukları Özel Tekne’ler için
    2008 yılında teknenin yaşına ve motorunun her BG başına ödeyecekleri
    Motorlu Taşıtlar Vergisi bulunmaktadır.


ABB Amatör Balıkçı Belgesi


  • Amatör balıkçılık yapmak istiyorum; belge gerekir mi, sınavı var mıdır?
    Amatör balıkçılık yapmak için ABB (Amatör Balıkçı Belgesi) almanız önerilir. Bu belgeyi İl/İlçe Tarım Müdürlüğü düzenler, bedelsizdir, sınavı yoktur.

  • Amatör olarak tuttuğum balıkları satabilir miyim?
    Satamazsınız. Konuyla ilgili bilgi edinmek için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın 2 yılda bir yenilenen sirkülerini okumanız önerilir. Halen 37/2 sayılı sirküler yürürlüktedir.

  • Amatör balıkçılığı düzenleyen mevzuatı nereden bulabilirim?
    ADF web sitesinin Mevzuat bölümünde “Amatör Balıkçılık” bağından veya Tarım ve Köyişleri Bakanlığı web sitesinde Koruma Genel Müdürlüğü bağından bulabilirsiniz.

Özel Tekne Belgesi


  • ÖTB nedir?
    Özel Tekne Belgesi için kullanılan kısaltmadır.

  • ÖTB hangi tekneler için düzenlenir?ÖTB, gerçek kişilere, su sporlarında faaliyeti olan kulüplere veya vakıflara ait boyları 2,5 ilâ 24 metre arasında olan, ticari amaçla yararlanılmayan, spor ve gezi amacıyla kullanılan “özel tekne”ler için düzenlenir.

  • Her özel tekne için ÖTB düzenlenmesi gerekir mi?
    Yumuşak tabanlı, söndürülüp katlanabilir, boyu 4 metreye kadar olan şişme botlar, kanolar/kayaklar, su sporlarında faaliyeti olan spor kulübü derneklere ve bunların üst kuruluşlarına ait veya tahsis edilmiş olmak şartıyla, ulusal ve uluslararası yarış sınıfı (kürek sporu tekneleri ile Optimist, Laser, Fin, 420, 470, Pirat, Dragon, Wind Surf gibi yelken sporu tekneleri) spor amaçlı tekneler, su sporlarında faaliyeti olan spor kulübü derneklere ve bunların üst kuruluşlarına ait veya tahsis edilmiş olmak şartıyla, münhasıran antrenman ve yarışlarda, hakem, antrenör, monitör vb yetkililerin veya görevlilerin kullandığı yardımcı tekneler (motorlu/motorsuz şişme bot veya sandal tipinde) için gerekmez.

  • ÖTB süreli bir belge midir? ÖTB verildiği tarihten itibaren 5 yıl süreyle geçerli bir belgedir. İçindeki bilgiler değişmedikçe, belge yıpranıp kaybolmadıkça 5 yılda bir kez yenilenir. Alınca naylon kaplatılarak korunması önerilir.

  • Kullanılmış tekne alırken hangi belgelere gerek vardır? Alacağınız tekne bir “özel tekne” ise ÖTB’si olmalıdır. Tekne için ÖTB çıkartılmasını sağlamak satan kişinin yükümlülüğündedir.
    Teknenin henüz ÖTB’si yoksa satan kişi tonilâto belgesini Liman Başkanlığı’na iade edip ÖTB çıkartacak, bu belgeyle noterde satış sözleşmesi onaylanacaktır. Tekneyi alan kişi bu sözleşmeye dayanarak Liman Başkanlığı’nda ÖTB’yi kendi adına yenileyecektir.
    Alacağınız tekne ticari kayıtlıysa, tonilâto belgesi olmalıdır.
    Alacağınız teknenin hiç kaydı yoksa sahibi olduğu varsayılan kişi önce bunu sahiplik belgesiyle kanıtlamalı, ÖTB çıkartmalı ve ondan sonra yeni alıcıya devretmelidir.

  • Yeni olarak alacağım bir tekneyi hangi belgelerle özel tekne olarak nasıl kaydettirebilirim?
    Yeni tekne alırken fatura ve CE uygunluk belgesine gerek vardır. Teknenin kaydı bu belgeler olmadan yapılamaz. Tekneyi aldıktan sonra fatura ve CE belgesiyle Denizcilik Müsteşarlığı Bölge Müdürlüğü olan yerlerde Bölge Müdürlüğü’ne, yoksa Liman Başkanlığına başvurulur. Buralardan alınacak yazıyla teknenin motoru varsa, Motorlu Taşıtlar Vergi Dairesi’nde MTV mükellefiyeti tesis ettirilir, ilk taksit MTV yatırılır, ÖTV ile KDV farkı ödenir, makbuzlarla tekrar Bölge Müdürlüğü/Liman Başkanlığı’na başvurulur. Gerekirse tekne sörveyör tarafından ölçülür ve ÖTB düzenlenir.

  • Teknemim hiç belgesi yok, ne yapabilirim?
    ADF web sitesinin Mevzuat bölümünde yer alan “Belgesiz teknelerin kayıt edilmesi” hakkında bilgilendirmeye göre hareket etmelisiniz.

ADB ve KMT

Amatör Denizci Belgesi ve Kısa Mesafe Telsiz Operatörü Yeterlik Belgesi

  • ADB ile hangi tekneleri kullanabilirim?
    Motor BG 10 ve daha fazla olan özel tekneleri ve Turizm mevzuatı uyarınca belgelendirilmiş, ticari faaliyette bulunmaksızın gezi ve sportif amaçlı olarak mürettebatsız (bare-boat) kiralanan ticari yatları kiracı sıfatıyla kullanabilirsiniz. Motor BG 10’dan az olan özel tekneleri kullanmak için ADB gerekmez.

  • ADB ile yolcu motoru veya avlanma ruhsatlı balıkçı teknesi kullanabilir miyim?
    ADB ile ticaret amacıyla çalışan/çalıştırılan tekne kullanılamaz. Yolcu motoru ve avlanma ruhsatlı balıkçı teknesi ticaret amacıyla kullanılan teknelerdir; bunları kullanabilmek için uygun “Gemiadamı Yeterlik Belgesi” sahibi olmanız gerekir.

  • ADB ne süreyle geçerlidir?
    ADB süresizdir. Ancak İdare, sağlık durumlarından kuşku duyulan ya da hasta oldukları bildirilen amatör denizcilerden, sağlık durumlarının tekne kullanmalarına engel olup olmadığının belirlenmesi amacıyla sağlık yoklamalarının yenilenmesini her zaman isteyebilir.

  • KMT nedir? Almak zorunda mıyım? KMT kısa mesafe telsiz kelimelerinin kısaltılmışıdır. Belgenin ülkemizdeki adı, Kısa Mesafe Telsiz Operatörü Yeterlik Belgesi’dir. Uluslararası mevzuatta adı SRC’dir (Short Range Certificate). Teknenizde bir VHF telsiz cihazı varsa, bu cihazı kullanabilmek için KMT sahibi olmanız gerekir.
  • KMT hangi teknelerde geçerlidir?
    KMT, SOLAS’a (Uluslararası Denizde Can ve Mal Emniyeti Sözleşmesi) tabi olmayan gemiler ile telsiz zabiti bulundurmak zorunluluğunda olmayan gemilerde geçerlidir. Özel tekneler SOLAS’a tabi değildirler.

  • KMT süreli bir belge midir?
    KMT 5 yıl süreli bir belgedir. Süre sonunda sınavsız yenilenir.

  • KMT ile çalışabilir miyim?
    SOLAS’a tabi olmayan ticaret gemilerinde ve yatlarda çalışabilirsiniz.

  • Bu belgelerin yıllık harç tutarları vardır, ve vergi dairesine ödenir. 2008 - 8,1YTL
  • Yazılı sınavlar yılda dört kez düzenleniyor, sonuçları on gün içinde açıklanıyor. Yılda 4 kez, Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım aylarında ADF web sitesinden duyurulan merkezlerde yapılmaktadır. Çevrimiçi sınavlar ise , sınav salonunda bilgisayarda yapılıyor ve ADF üyesi yetkisi olan kulüplerde tüm yıl boyunca randevu ile yapılıyor.
  • İstanbul'da Ataköy'de / Antalya'da Kemer'de girilebiliniyor. Bunların dışında ; Adana, Ankara, Bursa, Göcek, İskenderun, İzmir, Karadeniz Ereğli, Marmaris, Mudanya, Samsun, Tekirdağ, Trabzon'da da girilebiliniyor.
  • ADF Çevrimiçi Sınav işlemlerinden sınava başvuru yapılıyor. Sınava başvuracaksanız kullanıcı kaydınızla birlikte sınav başvurunuzu bir seferde ve kesintisiz tamamlamak için önce
    a) Güncel bir vesikalık fotoğrafınızı, bilgisayarınıza aktarmış olmalısınız.
    b) Sağlık raporunuzu alıp bilgisayarınıza aktarmış olmalısınız.
    Sınav ücretini havale yoluyla ödeyecekseniz
    c) (ADB için 100 YTL, KMT için 100 YTL), şekil 19 altındaki açıklamaları dikkate alarak ADF'nin Akbank Yeşilköy Şubesindeki (şube kodu 250) 54326 numaralı hesabına yatırmış olmalısınız
    Sınav ücretini kredi kartıyla ödeyecekseniz (c) deki işleme gerek kalmayacaktır. ADB ve KMT sınavlarına bilgisayar ortamında çevrimiçi başvuru için izlemeniz gereken yolun ayrıntılı açıklamasını
    http://www.adf.org.tr/ den indirebilirsiniz. Ben şahsen hazır bulunması açısından bir nüshasını indirdim.

  • Başvurunuzun incelenecek, ödemenize ait bilgiler banka kayıtlarıyla eşleştirilecek ve size başvurunuzun onaylandığına ilişkin bir e-posta ulaşacaktır. Başvurunuz onaylanıncaya kadar Kimlik-iletişim bilgilerinizi, fotoğrafınızı ve sağlık raporunuzu değiştirebilirsiniz, sınav başvurunuzu silebilirsiniz.
    Başvurunuz onaylandıktan sonra kimlik-iletişim bilgilerinizi, fotoğrafınızı, sağlık raporunuzu ve sınav başvurunuzu değiştirmek, silmek onayın kaldırılmasına bağlıdır.
    Sınav başvurunuzun onaylandığını onay kutucuğundan takip ediniz.
  • Daha sonra randevu kısmından sınav gün ve saatini seçiyorsunuz. ADS ve KMT sınavları için randevuları aynı gün içersinde alabilirsiniz.
  • Belirlediğiniz sınav günü ve saatini sınavdan bir gün önceye kadar değiştirebilirsiniz.
  • Sınav başvurusu onaylanan adaylar sınav yerine ait randevu takvimindeki günlerde sınav saatini kendileri seçerler ve sınava bilgisayar ortamında girerler. ADB sınavına giren her adaya internet aracılığıyla en az 50, KMT sınavına giren adaya en az 25 soru yöneltilir ve bunları 60 ve 30 dakikada cevaplamaları istenir. Her iki sınavda da başarı notu 100 üzerinden 60 puandır

Denizciliğe başlarken...


  • Yelken ve Denizciliğe başlarken Temel Yelken Denizcilik Kurs programına katılabiliriz. Burada amaç, yelkenli bir tekneyi kullanabilmeyi öğrenmek, aynı zamanda Amatör Denizci Belgesi Sınavına hazır hale gelmektir. Eğer ileride ailemizle, dostlarımızla bir tekne alıp veya charter teknesi kiralayıp gezmeyi planlıyorsak, doğru kursa bakıyoruz.

  • Amatör Denizci Belgesi Nedir?
    Türkiye'de Türk vatandaşları için, ulusal standarda göre ölçüldüğünde 2,5 metreden küçük, 24 metreden büyük olmayan tüm yüzer araçları Amatörce kullanabilmek için geçerli olan belge Amatör Denizci Belgesidir ve devlet tarafından verilmektedir. Özel kuruluşların ya da kulüplerin verdiği katılım belgesi geçerli değildir. Bu temel eğitimlerle aynı zamanda bu sınava da hazırlanmış olunuyor.

  • Peki, sınavı nasıl, kim ve ne zaman yapar?
    Amatör Denizcilik Federasonu sınavları yapmaya yetkili kılınmıştır. İstanbul'da her zaman randevu usulü ile sınavlara girebiliyoruz. Sınav genel gemicilik ve denizcilik bilgilerinizi teorik olarak ölçer ve değerlendirir.

  • Temel Yelken Denizcilik Kurs programını aldıktan sonra tekne kullanabilecekmiyim?
    Temel eğitimde genel gemicilik ve denizcilik bilgileri ile yelken teorisi verilip, asgari 30feet (9-9.5 mt.) yelkenli tekneler üzerinde en fazla 5 kursiyer alınarak 5 hafta sonu 25 saat bu bilgileri pekiştirmek için pratik eğitim yapılıyormuş. Temel eğitimden sonra mümkün olduğunca pratik eğitim yaparak, her hava şartında öğrenilen bilgileri tecrübeye dökmek gerekli tabiki.

  • Bir sonraki aşamada pratik eğitim paketleri önerliyor. 3 aylık devrede 6 deniz çıkışı (30 saat) bilgi ve tecrübenizi arttıracaktır. Ayrıca gece seyirlerimize katılabilirsiniz.

  • İleri Seviye Yatçılık Kursu, kullandığınız tekne ile uzun yol yapabilecek bilgilere sahip olmanızı sağlar.

  • not: Eğer sadece spor amaçlı 5-6 metrelik teknelerle kıyıya çok yakın seyirle yelken yapmak istiyorsanız biraz ön bilgi ve pratik eğitim yeterli olabilir. Ancak, 9 metre ve üstü teknelerde ailenizle ve dostlarınızla birlikte olup gezmek, teknenin içinde yaşamak ise amacınız, o takdirde hem daha fazla bilgiye ihtiyacınız var hemde Amatör Denizci Belgesine.

  • Eğer temel seviyede bilgiye sahipseniz hafta arası veya sonu kurslarda yapılan seyirlere katılabilirsiniz.


4.10.2008

Tarhana Çorbası


Canımız tarhana istedi. Çok kolay olduğunu hatırlıyodum fakat pratikte nasıl yapılıyordu, tarhanalar top top olmamalı, salçamıydı rengini veren? Ya da sürekli mi karıştırıcam, peki ya içine ne koyucam, aman allahım zor gözüktü bir an. Necoş'u aradık.

-"Bir tasta biraz tarhanayı erit, topak olmasın die mikserde çırp bak daha kolay oluyor. Sonra üstüne su ekle pişir, pıt tereyağ biber. Bu kadar. By bay canım, afiyet olsun by by."

Yok bu kadar kolay olmamalıydı. Kesin püf noktası olmalı, ya da bu da olur ama dedemin ki gibi olmaz. O esnada dedem aradı. Oley ve hemen sorduk, büyük bir ciddiyetle anlat sen nası yapıcaksın ddiye sordu, anlattım ve tabi ki:

-"Olurmu domatessiz, tadı olmaz. Domatesleri rendele, istersen süzgeçte süz çekirdekleri olmasın. Yağda kavur. Tarhanaları da bildiğin gibi yap ekle, pişir. Sonra tereyağ biber eklersin."

Hmmm, peki ya kaç domates? Bu kadar mı?

-"2 yada 3, tadı olsun die. Et bulyon da at içine." diyerek kapadı ama var bunda yine bi püf noktası ama ne :)

Derken yapmaya başladığımda farkettimki sormayı unuttuğum bişi vardı, tarhanalar kaynamış suda mı soğuk suda mı eritiliyo... Bizimki başlar gene

-"Aboooooo"

Bismillah, kaynamış suda mikserle erittim tarhanayı, eritmek ne kelime önden pişti sanki, mikserle topak olmadı tabiki arada et bulyonu da erittik içinde. Derken bir yanda domatesler rendeleyip süzüldü, posasını attık, resmen tad ve renk verdi. Yağda az kavurduk içine ekledik tarhanaları, az tereyağını... Eeeeeee peki ya sürekli mi karıştırıcaz, kısık ateştemi nedir? :) Neyse hislerle karıştırarak devam, ooo koyulaştı da... Bizimki tadına bakıp az limon ekledi ve tuz. Bir yandan karıştırdı, bir yandan tereyağda pul biber kızdırıp ekledi mis tarhanaya... Mmmmm. Bu arada kurutulmuş kırmızı biberlerden 2 tane atmıştık karıştırırken. Artık ondan mı nedir bilmem hakikaten güzel oldu.

Şöyle bi durum var, bu tarhanayı şimdi bizimki mi yaptı ben mi bilemiyorum :) Heee bir de dedeme sonradan sordum "kurutulmuş biberde atıyomuşunuzzzzzzzzz" ve cevap:

-"O zaten atılır."

:) İyi de ben nerden bileyim ki zaten atıldığını :) Süper paşanın padişah dedesi :)


Bu kadar tarhana demişken biraz da araştırmakta fayda görüyorum. Kaynak vikipedi:

"Tarhana çorbası, Türk mutfağı'nın çokca yapılan bir çorbasıdır. Sabah kahvaltıları dahil her öğün yenebilir. Kökeni Orta Asyadan gelen Türklere dayanmaktadır. Her türlü yiyeceği kurutarak saklamaya çalışmışlar ve yoğurdun saklanması için de Tarhana çorbasını bulmuşlardır. Önemli bölümü yoğurttan oluşan Tarhana çorbası besleyici olduğu kadar kuru toz şeklinde olduğu için uzun süre saklanabilir. Türkiye'de Tarhana çorbasının birçok türünü bulabilirsiniz.

Tarhana, yoğurt, nane, un, kırmızı biber, yeşil biber, domates, istenirse soğan katılarak çekilir ve karıştırılır. Hamur, üstü bir bezle örtülerek kabarması için en az bir hafta bekletilir. Bu hamur parçalar halinde bir kuru örtünün üzerine dizilir ve açık havada, gölgelik bir yerde kuruması beklenir. Kuruyunca da elle ovulup toz haline getirilerek saklanır.

Türkiye'nin batı bölgelerinde, özellikle Rumeli geleneğinde tarhana çorbası, kese yoğurdu, un, domates, kuru soğan ve mutlaka tarhana otu, tuz, istenildiği kadar acı biber kullanılarak hazırlanır, başkaca katkı malzemesi kullanılmaz."

Malzemeler:
1 su br tarhana / 2-3 domates / tereyağ / kurutulmuş kırmızı biber / kırmızı pul biber / 1 et bulyon
(1 çorba kaşığı salça / sarımsak / nane / limon )
Kızarmış ekmek, turşu, nane, yeşil biber ve turp ile servis yapılabilir.

5.09.2008

PALAMUT

(Palamut mevsim balığıdır. Ekim - Kasım aylarında bolca bulunur. İlk çıktığında adına Çingene Palamudu denir yaklaşık 15-20 cm uzunluğunda olup, daha ziyade ızgarası yapılır. Büyük palamudun da ızgarası olmakla beraber, genellikle tavası olur.)


Bütün denizlerde yaşar. Boyları 25-70 cm arasında değişir; irilerine torik adı verilir. İstanbul Boğazı'nda ekim, kasım ve aralık ayında avlanır. Izgara, fırın pilaki, kağıt kebabı, dolma, köfte, lakerda ve fümesi yapılır.

Temmuz sonunda en ufak hali palamutun, ağustos ortalarında irileşip "kestane palamutu" diye adlandırılıyormuş. Bir çifti 750gr olduğunda ise "çingene palamutu" adını alıyorlarmış.
1 yaşında çifti 1.5 kg ergin bir palamut
2 yaşında çifti 3-5kg "torik"
3 yaşında çifti 5-7 kg "sivri torik"
çifti 8-10 kg "altı pamak"
çifti 10-12 kg "picota" veya "zindandelen" adlarını alıyorlar...

Torik 21 Ekim'den itibaren Karadeniz'den Marmara'ya göçmeye başlıyorlar. Bu göç Akdeniz'e geçiş olarak Kasım sonuna kadar sürer.

Romalılar, incir veya kara lahana yaprağına sarmalayıp sıcak küle gömerek bütün bütün pişirirlermiş. Bir kiremit üzerine döşediğimiz incir veya kara lahana yaprakları üzerine, çok hafif zeytinyağıyla yatırdığınız palamut veya toriği fırında narlaştırdığınızda tadına doyamayacaksınız.
Aynı şekilde kömür ateşindeki ızgarası da doyumsuzdur.
Unlayıp kızgın yağda pişirilmesi de en yaygın yöntemdir.
Tüm bunların yanında tatlı kırmızı soğan unutulmamalı.
Domates biber ve maydanozla hazırlanan sebzeli hali de doyulmaz tatlar verir.

Torik ve palamut deyince lakerda da akla gelir. Bol kaya tuzunda fıçı ve varillere yerleştirilip bekletilerek yapılıyor.

  • TORİK IZGARA
4 dilim torik / 1/2 limon / 2 çorba kaşığı sızma zeytin yağ / tuz, karabiber

Balıkları yıkayıp kurulayıp tuzluyoruz. Limon suyu ve zeytinyağını tuz ve karabiberle çırpıp balıkların üzerine sürüyoruz. Çok kuvvetli olmayan kömür ateşi veya elektrikli ızgarada kurutmadan pişirdiğimiz balıkları servise çıkarıyoruz. Kırmızı soğanı unutmadan tabiki ...

  • KİREMİTTE PALAMUT
2 iri palamut / 2 tatlı kaşığı sızma zeytinyağ / tuz, karabiber / mevsimine göre taze incir veya kara lahana veya üzüm yaprağı

Balıkları yıkayalım, tuzlayıp yağlayalım ve kiremite döşediğimiz yaprakların üzerine yatıralım. 200 derecede ısıttığımız fırına atıp 180 derecede 20 dakika nar gibi kızarana kadar pişirelim.

  • PALAMUT TAVA
palamut / kırmızı soğan / haşlanmış patates / havuç / roka / biber turşusu / un / sıvıyağ / tuz karabiber

* Palamutu temizleyip yıkayın. Uzunlamasına ikiye ayırıp ortasındaki kılçığını ve baş kısmını alın. Hafifçe tuzlayıp yarım saat bekletin. (Tava yapılacak palamudu halka halka doğrayadabiliriz. Bu kesim şekline 'TAKOZ' denir.)

* Tavada sıvıyağı kızdırın. Balıkları unlayıp fazla ununu silkeleyin. Yağda iki taraflı kızartıp kağıt havlu üzerine alın.

* Soğanı ve havucu halka halka doğrayın. Patatesi dörde bölün. Rokaları temizleyip yıkayın. Balığı servis tabağına alıp sebzelerle birlikte servis yapın.

  • FIRINDA PALAMUT
4 palamut / 4 soğan / 3 domates / 4 sivri biber / 2 limon / maydanoz / sıvıyağ

* Balıkları temizleyip yıkayın.
* Soğanı piyazlık doğrayıp biraz tuzla ovun. Domates ve biberleri küçük küçük doğrayıp maydanozu kıyın. Tuz, karabiber ve limon suyu ilave edip tüm malzemeyi bir kapta harmanlayın. (Bu malzemeleri önceden kavurabilirsiniz)
* Hazırladığınız karışımın yarısını balıkların içine doldurun. Balıkları hafifçe yağlanmış fırın tepsisine dizin. Aralarına limon dilimleri dizin. Defne yaprakları serpiştirirsek mis gibi kokuyor. Kalan malzemeyi üzerlerine serpip önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında pişirin.
* Balıkları servis tabaklarına alıp limon dilimleriyle süsleyerek servis yapın.

  • GÜVEÇTE SEBZELİ PALAMUT
büyük palamut / maydanoz / 2 patates / 4 domates / 2 sivribiber/ 1 limon / 1 soğan / 10 yeşil zeytin / 2 defne yaprağı / 1 çorba kaşığı margarin / tuz

Hazırlanışı :
* Palamutu temizleyip kılçıklarını ayıklayın. Yıkayıp suyunu süzün ve dilimleyin. Üzerine tuz ve karabiber serpin.
* Güveci yağlayıp balık dilimlerini yerleştirin. Maydanozu kıyıp balıkların üzerine serpiştirin.
* Domates ve patatesleri soyup küp küp, biberleri ince ince doğrayın. Limonu soyup dilimleyin. Soğanı kıyın.
* Margarini tavada eritip soğanları pembeleştirin. Sırasıyla patates, sivribiber ve domatesleri ilave edip kavurun. Defne yaprağı ve tuzu ekleyip 5 dakika daha pişirin.
* Güveçteki balık dilimlerinin üzerine limon dilimlerini yerleştirin. Hazırladığınız domates sosunu ilave edip zeytinleri aralıklı olarak dizin.
* Güveci önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırına verip 15-20 dakika pişirin ve balığı güveçte servis yapın.

  • PALAMUT KÖFTESİ
1 palamut / 3 soğan / 2 orta boy patates / yarım demet maydanoz / 1 kahve fincanı dolmalık fıstık / 1 kahve fincanı kuş üzümü / 2 yumurta / 1 çorba kaşığı yenibahar / 1 çorba kaşığı un / sıvıyağ / galete unu / tuz, karabiber

* Palamutu temizleyin. İyice yıkayıp süzgece alın. Soğanları soyun. 1 bütün soğan ve balığı tuzlu suda 20 dakika haşlayın. Balığı süzgece alıp soğutun. Derisini, siyah kısımlarını ve kılçıklarını ayıklayın. Beyaz etleri bir kaba alıp didikleyin.

* Kalan 2 soğanı rendeleyip suyunu sıkın. Patatesleri haşlayıp soyun ve rendeleyin. Maydanozu temizleyip kıyın.

* Soğan, patates, maydanoz, fıstık, kuşüzümü, 2 yumurta, 1 kaşık un, tuz, yenibahar ve karabiberi balığa ekleyip yoğurun. Elinizle uzun köfteler hazırlayın. Galeta ununa bulayıp sıvıyağda kızartın. Sıcak servis yapın.

Kaynak: Denizlerimizden tatlar, Bizim Balıklarımız / Lezzet dergisi

Balık Salatası

Gerekli Malzemeler :
  • 1 orfoz kafası
  • 2 havuç
  • 2 orta boy soğan
  • 3-4 diş sarımsak
  • 4-5 kokteyl zeytin
  • 2 yeşil biber
  • 4-5 kornişon turşu
  • 3-4 haşlanmış karides veya midye
  • 3-4 dal yeşil soğan
  • 4-5 dal dereotu
  • Tuz, kırmızı pulbiber
    Hardal sos için:
  • 2 yumurta sarısı
  • Yarım kahve fincanı zeytinyağı
  • Yarım limon suyu
  • 1 kahve kaşığı toz hardal

  • Hazırlanışı :
    * Orfoz kafasını suda 15-20 dakika bekletin. İkiye kesip bir tencereye alın. Üzerine çıkacak kadar su ve bir tutam tuz ekleyin.

    * Havuç, soğan ve sarımsakları temizleyip bütün olarak tencereye alın. 20 dakika kaynatın. Balık kafasını çıkarın. Balık suyu soğuyunca sonradan kullanmak üzere dolaba kaldırın.

    * Balık kafasındaki etleri ayıklayıp servis tabağına alın. Yeşil biberleri kıyın. Kornişon turşunun birini küp küp doğrayın. Kalan kornişonları uzunlamasına dilimleyin. Yeşil soğanların sap kısımlarını ve dereotunu kıyın. Malzemeleri servis tabağına ekleyin. Karidesleri ilave edin.

    * Hardal sosu hazırlamak için; bir kasede yumurta sarısı, zeytinyağı, limon suyu ve toz hardalı çırpın. Hazırladığınız sosu balık salatasının üzerine gezdirin. Dilimlenmiş kornişon turşu ve limonla süsleyerek servis yapın.


    Kefal, minakop, levrek, karagöz, kofana, kırlangıç, orfoz gibi balıklar balık salatası için uygundur.

    Balık için püf noktaları...


    • BALIĞI KIZARTMA YAPACAKSANIZ: temizleyip iyice yıkayın.Kağıt havlu ile kurulayın.Balık ıslak olursa yumurta ve una bulamakta zorluk çekersiniz.Üstelik kızartma işleminiz zorlaşır.

    • TAZE BALIK NASIL ANLAŞILIR?

      * Gözleri saydam, parlak ve dışa bombelidir.
      * Eti diri ve serttir. Üzerine parmakla bastırdığınızda çukur kalmaz.
      * Pulları düz, sıkıca, derisine yapışık ve parlaktır.
      * Solungaçları parlak kırmızı renktedir.
      * Kuyruğu gevşekçe sallanmaz.
      * Suya bırakıldığında dibe çöker.

    • BALIKLARIN MEVSİMİ: HANGİ AY HANGİ BALIK?

      • Ocak Kefal, tekir, kırlangıç

      • Şubat Uskumru, istavrit, lüfer, palamut, tekir, kefal, kalkan, gümüşbalığı, midye

      • Mart Levrek, kalkan, kefal, tekir, midye

      • Nisan Kalkan, kılıçbalığı, kırlangıç, barbunya, mercan

      • Mayıs Barbunya, istakoz, levrek, kırlangıç, dilbalığı, iskorpit, pavurya, karides

      • Haziran Mercan, levrek, barbunya

      • Temmuz Sardalya, istakoz, pavurya

      • Ağustos Sardalya, izmarit, mercan, çingene palamutu

      • Eylül Palamut, sardalya, kırlangıç

      • Ekim Palamut, lüfer, mercan, hamsi

      • Kasım Lüfer, istavrit, hamsi

      • Aralık Lüfer, kırlangıç, torik, tekir

    • BALIKLAR VE ÖZELLİKLERİ

      • Lüfer

      Ülkemizde yetişen en lezzetli balıklardandır. Yavru halinden itibaren boylarına göre farklı isimler alır: 10 cm e kadar defne, 15 cm e kadar çinekop, 20 santime kadar kaba çinekop, 25 cm e kadar sarıkanat, 30 cm e kadar lüfer, 30 cm den büyükse kofan. Eylül ayının ikinci haftasından ocak sonuna kadar en lezzetli zamanıdır. Her türlü yemeği yapılır, özellikle ızgarası çok lezzetlidir.

      • Palamut

      Bütün denizlerde yaşar. Boyları 25-70 cm arasında değişir. İrilerine torik adı verilir. Çingene palamudu çok lezzetlidir. İstanbul Boğazı'nda ekim, kasım ve aralıkta avlanır. Izgara, fırın pilaki, kağıt kebabı, dolma, köfte, lakerda ve fümesi yapılır.

      • Hamsi

      Doğu Karadeniz'in efsanevi balığıdır. Boyu ortalama 12 santimdir. Karadeniz ve Marmara'da bol miktarda avlanır. Sırtı yeşilimsi, karnı gümüş renktedir. Buğulama, tava ve tuzlaması yapılır. Karadeniz bölgesinde 30 çeşitten fazla yemeği yapılır. Hamsi, haşlanıp ezilir ve tuzlanarak ançuez yapılır.

      • Kırlangıç

      Ege, Akdeniz ve Marmara'nın fazla göç etmeyen yerli balığıdır. Kısmen Karadeniz'de rastlanır. Küçüklerine 'derviş balığı' da denir. Eti çok lezzetli bir balıktır.

      • Lahos

      'Akdeniz kayası' diye de bilinen Lahos yalnız Akdeniz'de çıkar, Ege'de nadiren rastlanan bir balıktır. Eti en az levrek kadar değerli olup tüm levrek tarifleri bu balık için de geçerlidir.

      • Lipsos

      Genellikle rengi kırmızı olup ayrıca derisinde benekler bulunur. Beyaz etli bir balıktır. En fazla Marmara sularında bulunur. Eti çok lezzetli olup haşlama, buğulama, çorba ve tavası yapılır.

      • Dil balığı

      Yassı balık türlerinin en tanınmışlarındandır. Kalkan balığı ile kıyaslanacak lezzette beyaz etli bir balıktır. Özellikle tavası nefis olur. 15'ten fazla türü bulunur. Boyları 15-20 cm'dir. Kıyı kumluklarında bol miktarda avlanır.

      • Çipura

      Oval ve yassı vücutlu, küt burunludur. Genellikle 20-40 cm boyundadır, en çok 70 santime ulaşır. Ege bölgesinin en tanınmış balığıdır, Marmara'da Alnıak adıyla bilinir. Son yıllarda balık çiftliklerinde üretilmektedir. Eti çok lezzetlidir, ızgara, haşlama, çorba ve garnitürlü fırın yemekleri yapılır.

      • Kefal

      Büyük başlı, gümüş renginde, orta büyüklükte, üzeri pullu, eti beyaz ve lezzetli bir balıktır. Türlerine göre boyu 25-90 santimi bulur. Tatlı su kefali ise sazan balıklarından kefale benzer çok kılçıklı bir balıktır. Yumurtalarından bir çeşit havyar elde edilir. Akdeniz'de çok yaygındır. Altınbaş kefal, solungaç kapaklarındaki yaldızlı lekelerle ötekilerden ayırt edilir. Topbaş kefal ile pulatarina'nın başına yandan bakılınca dudakları sarkık görünür. Kefal, yağsız, beyaz etli ve lezzetlidir, hazmı kolaydır.

      • Levrek

      Beyaz etli, boyu 1 metreyi, ağırlığı 15 kilogramı bulan iri bir balıktır. Üzeri pullu, koyu kurşuni renktedir. Uzun levrek ise tatlı sularda bulunan ve levreğe benzeyen balık türüdür. Kıyılarda, özellikle ırmak ağızlarında, derin yerlerde bulunur. Ufak balıklar, küçük ıstakoz, yengeç ve kurtlarla beslenir. Kuvvetli ve çevik bir balık olduğu için avlanması zordur. Karadeniz'in Türkiye sahillerinde, Marmara ve Akdeniz'de bulunur. Eti yağsız ve lezzetlidir. Izgara, kızartma, pilaki, buğulama ve haşlaması yapılır.

      • Kılıçbalığı

      Bütün denizlerde birçok çeşidi bulunan kılıçbalığının sırtı koyu kurşuni, karnı daha açık renklidir. Atlas Okyanusu'nda ve Akdeniz'de, ülkemizde özellikle İstanbul Boğazı ve Marmara'da bulunur. Ağustos ve kasım aylarında lezzetli olur. Boyu, 1.5-2.5 m, ağırlığı 50-300 kg arasında değişir. En makbul olanları 80-100 kg arasındakilerdir. En çok şişi yapılır, yağlı olduğu mevsimlerde ızgaraya, yağsız olduğu zamanlarda tavaya elverişlidir.

      • Somon balığı

      Alabalığın en yakın türü olarak bilinen somon, tatlı suda gençliğini, denizlerde olgunlaşma dönemini yaşar. Boyu 1.5 metreye kadar ulaşır. Somon balığının yuvarlak ve kısa olanları makbuldür. Eti ilkbaharda daha lezzetli ve yağlı olur. Taze olanların gözleri parlak, kulak içleri serttir. Somon balığı, şiş, kızartma, haşlama, yahni, şaraplı ve salçalı, kremalı ya da füme olarak hazırlanabilir. Besin değeri çok yüksektir.

      • Mezgit

      Ülkemizde en çok Karadeniz'de yaşar. Orta boylu, ince, uzun gövdeli, yumuşak ve beyaz etli balıklardır. Kış ve ilkbahar aylarında bol avlanır. Adi mezgit ve sarı mezgit Akdeniz'de, Manş Denizi'nde ve Atlas Okyanusu'nda yaygın olarak bulunur. Boyu en çok 25-40 cm arasındadır. Mezgit türlerinden Akdeniz'de çok yaygın olan M. Poutassou'nun boyu 1 metreyi bulur.

    Balık yanına soslar...

    Beklerken...

    HARDALLI SOS

    Malzemeler:

  • Yarım çay bardağı zeytinyağı
  • 5 diş sarımsak
  • 1 su bardağı hardal
  • Yarım limonun suyu
  • Tuz, karabiber

    Hazırlanışı:
    * Sarımsakları ince dilimleyin. Zeytinyağını tavada ısıtıp sarımsakları pembeleştirin ve tavayı ateşten alın.

    * Hardalı sarımsağın üzerine ekleyip karıştırın.

    * Limon suyunu da ilave ettikten sonra tuz ve karabiberini ekleyip karıştırın. Servis yapın.


  • TARATOR SOS

    Malzemeler:

  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • 1 çay bardağı çekilmiş çamfıstığı
  • 5 dilim bayat ekmek
  • 1 su bardağı süt
  • 4 diş sarımsak
  • Taze çekilmliş beyazbiber
  • Tuz

    Hazırlanışı:
    * Sarımsakları temizleyip ezin. Ekmeklerin kenarlarını kesip bir kasede sütle ıslatın. İyice karıştırarak pütürsüz bir karışım elde edin. Sürekli karıştırarak zeytinyağını ilave edin. Sarımsak, çekilmiş çamfıstığı, tuz, beyazbiberi ekleyip çırpmaya devam edin. Dilerseniz üzerine kırmızı tozbiber sepip servis yapın.




  • LİMON SOS

    Malzemeler:

  • Yarım litre zeytinyağı
  • 1 su bardağı limon suyu
  • 1 yumurta sarısı
  • 1 tatlı kaşığı tozşeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz

    Hazırlanışı:
    * Yumurta sarısı ve limon suyunun üçte birini bir kâsede çırpın. Çırpmaya devam ederken zeytinyağını azar azar ekleyerek yedirin.

    * Kalan limon suyunu ekleyip çırpmaya devam edin. Tuz ve şekeri ekleyip servis yapın.



  • TARTAR SOS

    Malzemeler:

  • Yarım kg mayonez
  • 10 kornişon turşu
  • 3 diş sarımsak
  • 50 gr kapari
  • 2 haşlanmış yumurtanın beyazı
  • 1 tutam maydanoz
  • 2 limonun suyu
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı beyazbiber

    Hazırlanışı:
    * Turşuları kıyın. Sarımsakları ezin. Kapari ve yumurta aklarını incecik doğrayın.

    * Kornişon turşu, sarımsak, kapari, yumurta, maydanoz, tuz, beyazbiber ve mayonezi bir kâsede karıştırın. Yoğun bir sos kıvamına gelinceye kadar limon suyunu ekleyip çırpın. Servis yapın.

  • 10.08.2008

    EKLEYİN

    Beklerken...



    AKDENİZDEBİZ 'i RSS'inize ekleyin, yeni konuları kaçırmayın!

    Bookmark and Share

    "RSS Nedir?" diyorsanız tıklayın!

    "Mediterraneo" 1991 yapımı İtalyan filmi...


    Beklerken... "En İyi Yabancı Film Dalında Oscar Ödülü Sahibi Savaşa giden ve gemileri cennet gibi adada karaya oturan askerlerin hikayesinin anlatıldığı büyüleyici bir komedi." "Yorumu yapılan, ismi... izlerken yaşadığım anılarım... adadaki askerlerin anlatılması... Döndüğün de tekrar izleyelim ve bana asker anılarını anlat saatlerce :) ve benim yine uykum gelsin ama tatlı tatlı gülümseyerek..."


    İzlenesi bir film daha bir askerle izlediğim;


    Tür : Komedi / Savaş
    Yönetmen : Gabriele Salvatores
    Senaryo :
    Enzo Monteleone
    Görüntü Yönetmeni : Italo Petriccione
    Müzik : Giancarlo Bigazzi , Marco Falagiani
    Yapım : 1991, İtalya , 96 dk.

    Oyuncular
    Claudio Bigagli (Raffaele Montini)
    Diego Abatantuono (Nicola Lorusso)
    Giuseppe Cederna (Antonio Farina)
    Ugo Conti (Luciano Colasanti)
    Gigio Alberti (Eliseo Strazzabosco)
    Memo Dini (Libero Munaron)
    Vanna Barba (Vassilissa)
    Vasco Mirandola (Felice Munaron)
    Irene Grazioli (Pastorella)

    "2. Dünya Savaşı sırasında bir avuç İtalyan askeri Ege Denizi’nde ufak bir adaya gönderilir. Amaç hem adayı işgal altında tutmak hem de olabilecek saldırılardan korumaktır.

    Neyle karşılaşacaklarını bilmeyen İtalyanlar adaya büyük korku içinde inerler fakat sahilden bakıldığında ada ıssız gibi görünmektedir. Önceleri duruma şaşıran İtalyanlar daha sonra adanın keyfini çıkarmaya başlarlar. Gelenlerin düşmanca yaklaşımlar içinde bulunmadığını anlayan ve sığınıklarda saklanan Yunanlar ise yavaş yavaş ortaya çıkarlar ve hayat sanki bir savaş yaşanmıyormuşçasına devam etmeye başlar.

    Farklı milletlerden bu insanlar birbirleriyle öyle çabuk anlaşır ki İtalyanlar asker olduklarını bile unuturlar. Hayatı başka insanların gözlerinden görmeye başlayınca da dostluk, aşk, düşmanlık, sevgi gibi temel kavramlar üzerine yeni tecrübeler kazanmaya başlarlar. Aslında bu savaş ne güzeldir öyle değil mi?

    İtalyan yönetmen Gabriele Salvatores’e En İyi Yabancı Film Oscarını kazandıran başarılı bir politik komedi Akdeniz."

    "2. Dünya Savaşı, 20. yüzyılın iki topyekün savaşından ikincisidir. Altı yıl boyunca, dünyanın çeşitli bölgelerinde süren kesintisiz savaşlarla süregiden II. Dünya Savaşı, Alman ordularının Polonya'ya saldırıdığı 1 Eylül 1939'da başlamış kabul edilir. Ne var ki birbirinden kopuk görünseler de bu tarihte önceki çatışmalar da, savaşta birincil rol oynayan tarafların stratejik hedefleri arasında yer aldığından, savaşın başlangıcı tarihsel olarak daha gerilerden başlamaktadır."

    AKDENİZDEBİZ 'i RSS'inize ekleyin, yeni konuları kaçırmayın!

    Bookmark and Share

    "RSS Nedir?" diyorsanız tıklayın!

    3.08.2008

    Beklerken...

    Kitapçıda yüzlerce kitabın arasında büyük keyifle dolanırken kendimi kaybetmeye bayılıyorum. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıor insan.

    "The Big Blue"


    Beklerken...
    "Le Grand Bleu" Hatırladım, güzel bir gündü, çok keyifle izlemiştim, uykum gelmişti, biraz sakinlik, huzur, sıcaklık... Sonuna kadar izlemiştim, kötü sonları sevmem ama bu bir başkaydı... Sonundan çok başı etkilemişti... Canım, sen de çocukluğunda öyle yalınayak şıp şıp koşuyo muydun? Çok özledim, şafak 50... Az kaldı... Gelince kıyıları gezelim... ve bu filmi Jean Reno'yu bir daha izleyelim. Deniz kenarında yemek yedikleri sahnede tekrar gülümseyelim, kızı bırakıp yüzmeye gittiğinde ben yok artık diim, sen bana gül, sonunda tekrar "bak izle" de... ben mayışmış olim :) Gerçekten çok güzel bir film, gerçekten gülümsetiyo ve duygulandırıyo... Çok mavi, çok güzel...

    Bir diğer adı, "Derinlik sarhoşluğu" "The Big Blue"


    Tür :
    Romantik / Dram Yönetmen : Luc Besson
    Senaryo : Luc Besson , Robert Garland
    Görüntü Yönetmeni :
    Carlo Varini
    zik : Eric Serra
    Yapım :
    1988, ABD / Fransa / İtalya , 132 dk.

    Oyuncular
    Rosanna Arquette (Johana Baker),
    Jean-Marc Barr (Jacques Mayol),
    Jean Reno (Enzo Molinari), Paul Shenar (Dr. Laurence),
    Sergio Castellitto (Novelli),
    Jean Bouise (Louis Amca),
    Marc Duret (Roberto)

    "Jacques Mayol ve Enzo Molinari, birbirlerini çocukluklarından beri tanıyan iki arkadaştır. Her ikisi de okyanus ve dalış tutkusuna sahip olan genç adamlar, bir çok alanda rekabet içindedirler.
    Sicilya'da yaşamakta olan Enzo, serbest dalış rekorunu 6 yıldır elinde bulundurmaktadır ancak rakipsizdir. Peru Andları'nda yaşayan Jacques'a haber gönderip kendisiyle yarışmak istediğini söyler. Sicilya'ya gelen Jacques, arkadaşını kolaylıkla yener. Rekabet zaman içinde artar ve iki adam, hayatlarını tehlikeye atmak pahasına inanılmaz derinliklere inerler. Jacques'ın sevgilisi Johana, New York'tan gelir ve bu akıldışı savaşın sonlanmasını ister. Film, karanlık, esrarlı ve unutulmaz bir sona doğru ilerler. Akıldan kolay kolay çıkmayacak denizaltı sekanslarına sahip olan Büyük Mavi, Yunanistan-Sicilya deniz manzaraları ve arkaplanındaki 80'lerin elektronik müziği ile adeta yönetmen Luc Besson'un bebeği gibi. Besson'u dünyaca ünlü yapan, şiddet dolu filmleri Nikita ve Léon'dan her anlamda farklı bir başyapıt. Ruhani bir yolculuğu, romantik komedi iskeleti üzerinde ve akıllara durgunluk veren bir görsellik eşliğinde anlatıyor."

    kaynak: http://beyazperde.com/


    AKDENİZDEBİZ 'i RSS'inize ekleyin, yeni konuları kaçırmayın!

    Bookmark and Share

    "RSS Nedir?" diyorsanız tıklayın!

    25.07.2008

    Mediterranean...

    Beklerken...

    Akdeniz Akdeniz diyorum sürekli, derinlerine inmeden; renklerinden başımız dönmeden; kıyılarında kaybolmadan önce; genel bir bilgi edinelim istedim.
    Bilgi kaynağımız
    vikipedi ;

    Akdenizin konumu:
    "Akdeniz, Atlas Okyanusu'na bağlı, kuzeyinde Avrupa, güneyinde Afrika, Asya kıtaları bulunan, 2,5km2 bir alan kaplayan, Cebelitarık Boğazı ile Atlas Okyanusun'dan, süveyş kanalı ile Kızıldeniz'den ayrılan deniz.


    Kıyısı olan 21 ülke vardır:
    Avrupa (batıdan doğuya) : İspanya, Fransa, Monako, İtalya, Malta, Slovenya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Karadağ, Arnavutluk, Yunanistan ve Türkiye.
    Asya (kuzeyden güneye) : Türkiye, Suriye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Lübnan, Filistin, ve İsrail.
    Afrika (doğudan batıya) : Mısır, Libya, Tunus, Cezayir."

    Alt denizleri, boğazları, ve körfezlerine geçmeden önce en çok ilgimi çeken kısmı, "mediterranean" isminin nereden geldiğine bakmak istiyorum. İngilizce'de "Mediterranean Sea" deniliyor. Bu da Latince'deki
    Mediterraneustan (Medi: Orta + terra: Toprak, yer) geliyor. Yunanca'da Mesogeios deniyor. Arapça'daki karşılığı البحر المتوسط (Bahre-l Mutavassit) 'ortada yer alan deniz' anlamında. Farsça'da Akdeniz için kullanılan Bahr-e Sefid ismi Osmanlı dönemi haritalarında da gözükmekte. Romalılar da Mare Nostrum derler ki bu da Bizim Deniz anlamına geliyor.

    Alt Denizleri:
    • Alboran Denizi, İspanya ve Fas arasında,
    • Balear Denizi, İspanya ve Balear Adaları arasında,
    • Ligurya Denizi, Korsika ve Sardunya adaları arasında,
    • Tiren Denizi, Sardunya, İtalya Yarımadası ve Sicilya arasında,
    • Adriyatik Denizi, İtalya Yarımadası ve Balkan Yarımadası arasında,
    • Yanya Denizi, İtalya, Yunanistan ve Arnavutluk arasında,
    • Libya Denizi, Libya ile Girit arasında,
    • Ege Denizi, Yunanistan ve Türkiye arasında,
    • Girit Denizi, Girit'in kuzeyinde,
    • Trakya Denizi, Kuzey Egede
    • Mirtoan Denizi, Kiklad Adaları ve Mora Yarımadası arasında,
    • Marmara Denizi, Ege Denizi ve Karadeniz arasında,
    • Silisya Denizi, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında.


    Boğazları:
    • Cebelitarık Boğazı, İspanya ve Fas arasında,
    • Messina Boğazı, İtalya Yarımadası ve Sicilya arasında,
    • Bonifacio Boğazı, Korsika ve Sardunya arasında,
    • Sicilya Boğazı, Sicilya ve Tunus arasında,
    • Otranto Boğazı, İtalya ve Arnavutluk arasında,
    • Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Ege Denizi arasında,
    • İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Karadeniz arasında.


    Körfezleri:
    • Saros Körfezi, kuzey Türkiye'de,
    • Lions Körfezi, güney Fransa'da,
    • Taranto Körfezi, güney İtalya'da,
    • Antalya Körfezi, güney Türkiye'de,
    • Sirte Körfezi, kuzey Libya'da,
    • Gabes Körfezi, doğu Tunus'da,
    • Mersin Körfezi, güney Türkiye'de,
    • Edremit Körfezi, kuzeybatı Türkiye'de,
    • İzmir Körfezi, batı Türkiye'de,
    • Gökova Körfezi, güneybatı Türkiye'de.
    • İskenderun Körfezi, güney Türkiye'de


    Marmara Denizi ve Karadeniz'i ayıran İstanbul Boğazı

    Marmara Denizi ve Karadeniz'i ayıran İstanbul Boğazı